Handan Koç – Pazartesi Dergisi, Sayı 12, Mart 1996
Sırp, Hırvat feminist kadınlar adreslerini hâlâ Yugoslavya diye veriyorlar. Onlara ülkelerindeki barış hakkında ne düşündüklerini sorduk. Bu kadar acı ve kandan sonra daha adil bir barış olmalıydı diyorlar.
Zorica Mrseviç (Sırp)
“Uzun savaş yıllan boyunca sağlıklı bilgiler alamadığımızdan bölgedeki durumla ilgili çok fazla şey söyleyemeyeceğim ancak kesinlikle barış taraftarı olduğumu belirtmeliyim. Sonunda şu ya da bu şekilde barışın sağlanacak olmasından mutluyum. Ancak barışın daha önce, yaklaşık bir yıl önce Bosna’daki Sırplar dışında bütün taraflarca istendiği vakit sağlanamamış olması üzücü. Neyse ki sonunda barış sağlandı. Bugün artık Sırplar eskisi gibi güçlü değiller. Ancak bugün için sağlanan barışın ne kadar hassas olduğunun da farkındayım, barışın yürümemesi ve tekrar savaşın başlaması en büyük korkum. En büyük dileğim ise barışın sonsuza dek sürmesi. Orada arkadaşlarım, dostalarım ve hatıralarım var. Bölgeye tekrar dönebilmeyi umut ediyorum.”
Durda Knezeviç (Hırvat)
“Öncelikle şunu söylemek isterim. Barış herhangi bir durumdan daha iyi en azından kimse öldürülmüyor. Fakat barışı politik bir durum olarak ve uzun vadeli neticeleri açısından incelemeye de ihtiyacımız var. Şu anki barış herkes için adil bir çözüm olmadı hatta olabileceklerin en k.tüsü oldu. Bosna en büyük kayıpları verdi. Bütün milliyetlerden sıradan insanlar zarar gördüler, fakat Sırp ve Hırvat politikacılar bu işten kârlı çıktılar. Avrupa Birliği’nin ve Amerika’nın taa en başında Slovenya’nm ayrılması sırasında her şeyi başka şekilde etkileyebilme şansları vardı, hiçbir şey yapmadılar, nitekim kısa bir süre sonra savaş çıktı. Savaş başlayınca ölüler, kayıplar, nefreti ve yanlış anlaşılmayı yarattı, artık eski duruma dönülmesini imkânsız kılan düşmanlıklar oluştu. Tekrar beraber yaşamak üzere biraraya gelmek imkansızlaştı. Avrupa Birliği’ni izlersek olan bitene gözlerini kapadıklarını politik ve ekonomik silahlarını kullanmadıklarını görürüz. Sıradan insanlar acı çekti, büyük mafya, büyük politik kuvvet sahipleri hiçbir zarar görmediler. Savaşın bir aşamasında Amerika sahneye çıktı. Bence iki sebeple Amerika geç ama kesin bir müdahalede bulundu: Birincisi Avrupa Birliği’ne ve bir ölçüde Rusya’ya dişlerim göstermek istediği için, ikincisi ise bence Amerika her siyasi seçim öncesi dünyadaki büyük bir hadiseye müdahale etmek ve onu kendilerinin yapmak ihtiyacı duyuyor. Böylece kendi vatandaşlarına da bir gösteri yapmış oluyorlar. Feministlerin dönen büyük ekonomik ve politik oyunlara karşı ilgili olması gerekiyor, savaşta kadınların sorunu sadece çocuklarının, kocalarının başına gelenler değildir. Dünyanın fakirleri ve kuvvetsizleri olan kadınların sadece büyük güç sahiplerinin kârlı çıktığı savaşlara karşı çıkmak için çok sebebi var.”
Zarana Papic (Sırp)
“Savaş boyunca kendi ülkemdeydim, açık yüreklilikle şunu söylemek isterim, politik sebeplerle değil, kişisel sebeplerle orada kaldım, çünkü yaşlı anneme bakmak zorundaydım. Ben sosyoloji eğitimi gördüm, 70’li yıllardan beri feministim, Belgrad, Zagrep ye Lyubiana şehirlerinde oluşan feminist insiyatiflere yakınlık duydum. Üniversitede kadınlarla ilgili çalışmalarım oldu. Kişisel olarak ve feminist olarak bu banşla ilgili son derece kötümserim. Her şey çok üzücü çok fazla zarar, gözyaşı ve üzüntü oldu. Bütün bunlardan sonra oluşan barış çok zayıf. Savaşın en büyük sorumlularından olan Miloseviç şu anda banşın yapıcılarından birisi. Komünist Parti’ye yapılan darbeden sonraki boşlukta kendi milliyetçi hakimiyetini kuran Miloseviç savaşla daha da kuvvetlendi. Şu anda varolan politik iktidar çok kuvvetli ama Sırbistan’da demokrasi çok zayıf. Savaşın sorumlusu ve mimarı olan insanları denetleyebilecek çok az güç var. Bütün eski Yugoslavya ülkelerinin gerçekten sıcak bir ilişki içinde olduğu zamanları görmeye benim ömrüm yetmeyecek, ama banş deyince olması gereken budur.
Ben Saraybosna’da doğdum, kökenlerim Sırp, kendimi Sırp milliyetçiliği içinde şu anki Sırbistan ülkesinin vatandaşı olarak görmüyorum, göremem.
Handan Koç